Kayseri İli İncesu Belediyemiz sınırları içinde faaliyet gösteren jeogaz Jeotermal Gaz Endüstrisi A.Ş. adlı işletmeden "Jeogaz Jeotermal Gaz Endüstrisi A.Ş. 2021 yılında Karbondioksit Gazı Saflaştırma ve Sıvılaştırma Tesisleri başta olmak üzere endüstriyel gazlar alanında faaliyet göstermek üzere kurulmuştur. Jeogaz Jeotermal Gaz Endüstrisi A.Ş.'nin alt yapı yatırımları tamamlanmış olup, makine parkuru kurulumları bitmiştir. Günlük Karbondioksit Gazı üretim kapasitesi m3/ton hesabı bilinmemekte olup Belediyemizce ilgili firmadan maden payı veya doğalgaz payı alınabilirmi alınırsa hangi paylardan almamız gerekir. Karbon ,doğalgaz, maden paylarını hangi vergi türlerinden vergi almamız gerekir. Cevabınız için teşekkür eder çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Kayseri İli İncesu İlçemiz sınırlarımız içinde merkez mahallemizde faaliyet gösteren Tarım Kredi Kooperatifine ait 1250 m2 arsa üzerinde 500 m2 kapalı alanda gübre depoları bulunmaktadır. Emlak İstimlak Müdürlüğümüzce tarım kredi kooperatifine ait 500m2 depo ve işyeri sınıfından beyan girilmiş ve emlak vergisi tahakkuku yapılmıştır.ilgili Tarım Kredi kooperatifinden sadece depoya ait emlak vergisi alınması yasal mı yoksa tahakkuk eden-edecek emlak vergisi için daimi muafiyet uygulanırmı. Cevabınız için teşekkür ederim.İyi çalışmalar dilerim.

MÜSTAKİL EVLER (MESKENLER), İŞYERİ OLARAK KULLANILABİLİR Mİ? MÜSTAKİL EVİNİN TAMAMINDA, BİR BÖLÜMÜNDE VEYA BODRUM KAT GİBİ BÖLÜMLERİNDE İŞYERİ AÇMAK İSTEYEN VATANDAŞLARA BURASI İÇİN İŞYERİ AÇMA VE ÇALIŞMA RUHSATI VERİLEBİLİR Mİ?

Kayseri İli İncesu İlçesi sınırlarımızda mahalle konumunda olan Saraycık Mahallemizde 12.02.1970 yılında meydana gelen kaya düşmesi nedeniyle İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünce yaptırılan ve 26.08.2015 yılında Fatma BAKAR adına teslim edilen meskene ait Belediyemiz Emlak ve İstimlak Müdürlüğünce 2015 yılından bugüne kadar Emlak Vergisi tahakkuku yapılmıştır .Benim sorum Fatma BAKAR adına tahakkuk eden Emlak Vergisi alınabilir mi yoksa Afet Konutu olması nedeniyle 10 yıllık vergi muafiyeti yapılabilir mi. Cevaplarınız için teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.

SAYIN HOCAM KONSER VE DANS GÖSTERİSİ ETKİNLİK MASRAFLARI İÇİN BELEDİYE BÜTÇESİNDEN ÖDEME YAPABİLİRMİYİZ TASARRUF TEDBİRLERİNE TAKILIRMI TŞKLER

Merhabalar, 2886 sayılı yasanın ilgili maddeleri uyarınca kiracı şirkete Belediyeye ait taşınmaz ihale yolu ile kiraya verilmiş olup kira süresi 2015(başlangıç tarih)-2021 (bitiş tarihi) yılında sona ermiş olup sözleşme yenilenmemiştir. Söz konusu yer, işgalciden 2023 yılında Kaymakamlık vasıtası ile tahliye edilmek istenmiştir. İşgalci, Kaymakamlık tarafın tahliye işlemine karşı İdari Yargıda İptal davası açmıştır. Açılan iptal davası incelenerek Belediyenin yaptığı işlemin hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Belediye başvurduğu Kaymakamlık tahliye işlemini devam ettirmek istemiş fakat bu sırada yine aynı zamanlarda İşgalci tarafımıza 2016 yılında Asliye Hukuk Mahkemesinden borca batık olduğu gerekçesi ile "İflasın Ertelenmesi" yönünde alınmış bir karar olduğunu bu sebeple tahliye edilemeyeceği yönünde kararlarının olduğundan bahsetmiş ve iş bu Kaymakamlık yolu ile tahliye işlemimize karşı Sulh Hukuk Mahkemesinde de dava açarak "..kiracılık ilişkisinde ve kiralanan üzerinde meydana gelen çekişmenin giderilmesini tahliye işlemi yapılması halinde telafisi imkansız zararlar doğacağından bahisle tedbiren bu sürecin durdurulmasını.." talep etmiş, Sulh Hukuk Mahkemesi ise İflasın Ertelenmesi tedbirleri kaldırılmadan tahliye edilemeyeceğini tespit etmiş olup, dosya şu aşamada İstinaf Kanun yolunda inceleme aşamasındadır. Kaymakamlık makamı Sulh Hukuk Mahkemesi kararının olduğundan bahisle yine tahliyeye gidemeyeceğinden tedbirlerin kaldırılması gerektiğinden bahsetmiş ve işlemi devam ettirmemiştir. Bu sırada Asliye Hukuk Mahkemesinde İflasın Ertelenmesi talepli dosyada "..şirketin borca batıklık halinin bittiğini ve iflasın ertelenme talebinin reddi ile İİK 179/b uyarınca tüm tedbirlerin kaldırılmasına.." dair karar İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilmiştir. Her ne kadar kesinleşmemiş olsa da iş bu erteleme talebi reddi kararını da Sulh Hukuk Mahkemesine sunarak tahliye edilmesi gerektiği yönünde talep de yapılmıştır. Yukarıda kısaca özetlemek istediğimiz durum ile alakalı olarak her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesince verilen iflasın ertelenmesi talebinin reddi yönünde verilen karar kesin olmasa da yine de 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine göre Kaymakamlıkça tahliyeye gidilecektir. Öncelikle ilk olarak tahliye işlemi yapılacak olursa istinaf süreçleri kesinleşmeden yapacağımız tahliyeye yönelik eylemler ( Elektrik, su kesilmesi, binanın mühürlenmesi vb. gibi) Belediyemize hukuken bir sakınca doğurur mu? İkinci olarak; tahliyeye yönelik eylemlerimizde işgalcinin mukavemet göstererek mal ve malzemesini almaması durumunda söz konusu yerde malları bırakacak olursak mühürlenmiş binanın emniyet ve güvenliğini sağlamak maksadıyla yapacağımız masrafları işgalciye rücu edebilir miyiz ya da bu mal ve malzemenin tarafımızca sökülüp taşınarak bir yediemine mi teslim edilmesi gerekecektir. Yine yediemine teslim edildikten sonra yediemin masraflarının akıbeti ne olacaktır. Bu süreç nasıl işleyecektir? Üçüncü olarak işgalciye ait olan malları işgalci tahliye sırasında almaz ise Belediyemizce ne kadar süre muhafaza edilecektir. Bu sürede de almak istemez ise bu mallar ne yapılacaktır. Dördüncü olarak; malların yediemine teslim sorumluluğu tarafımıza mı aittir, şayet tarafımıza ait ise malların yediemine teslimden sonra mallarda meydana gelecek zararlardan kim sorumlu olacaktır, Belediyenin böyle bir zarardan sorumlu tutulmaması adına ne yapılması gerekecektir.?

Sayın hocam iyi çalışmalar dileriz. Başlıkta da belirttiğim üzere belediyemizde İçişler Bakanlığı Kontrolörü tarafından 2014 yılı Temmuz-Eylül ayları arasında yapılan kontrol ve denetim neticesinde, 2009-2014 döneminde görev yapan belediye başkanı hakkında, personel giderleri toplamının bütçe gelirinin %40 ını aşması nedeniyle kamu zararı oluşturuldu. İlgili kamu zararının tahsili için 2014 yılı Ekim ayı içerisinde icra takibi başlatıldı ve 10 yılı aşkın bir süre boyunca bu icra takibine devam edildi. Yapılan icra takibi neticesinde söz konusu kamu zararı tahsil edilemedi. Kamu zararının tahsiline ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmelikte belirtilidği üzere adı geçen kamu zararı,10 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle zaman aşımına uğradı. Ayrıca ilgili yönetmelikte kamu zararının silinmesi alt başlığında, tahsil edilemeyen kamu zararının üst yöneticinin onayı ile muhasebe kayıtlarından silineceği belirtilmekte ancak konu hakkında hata yapmamak adına yapacağımız işlemlerden emin olamıyoruz. Bu sebeple, zaman aşımına uğramış olan bu kamu zararının muhasebe kayıtlarından silinmesi için kurum olarak yapmamız gereken işlemler hakkında bilgi talep etmekteyiz. Vereceğiniz cevap için şimdiden teşekkür eder iyi çalışmalar dileriz.

SAYIN HOCAM BELEDİYE ŞİRKETİ( PERSONEL ŞİRKETİ DEĞİL) BELEDİYE YE ARAÇ KİRALAMA HİZMETİ İÇİN FATURA KESEBİLİRMİ AYRICA BU ŞİRKET BELEDİYE BAŞKANI MİSAFİRLERİNE VERİLMEK ÜZERE BAZI HEDİYELİK EŞYA İNCİR Z.YAĞI KOLONYA VS FATURA KESEBİLİRMİ TŞKLER SAYGILAR

SAYIN HOCAM MEMURUN ANNE VE BABASI VEFAT ETRTİĞİNDE MEMURA ÖLÜM YARDIMI VAR MI

Mahalli İdarelere Hizmet Derneğinin Pratik bilgiler yayınında nüfusu 10.000 e kadar olan belediye başkanlarının maaşı 73.187,55 TL olarak belirtilmektedir. Ancak Şubat ayı belediye başkanımızın maaşı encümen huzur hakkı ve seyyanen dahil 82.256,32 TL olarak hesaplanmıştır. Ekte maaş bordrosu gönderilmiştir. Kamu zararı çıkmaması adına maaş bordrosunun incelenmesi hususunda; kolay gelsin iyi çalışalar iyi günler.

İlçemizde Kaçak Yapı Tatil Zaptı uygulanan yapıdan daha sonrasında mühür fekki yapılarak inşaatına devam etmiştir. Bu yaptığı işlemine karşılık 1. Mühür Fekki işlemi yapılmıştır. Sonradan inşaatına pencere takılmıştır. Takılan bu pencerelerle ilgili tekrardan bu binaya 2. kez cezai işlem yapmak gerekir mi?

SORU: 631 sayılı KHK’nin 12. maddesi ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı, Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün 26.12.2024 tarih ve E.271093 sayılı “631 Sayılı KHK’nın 12 nci Maddesi” konulu yazılarında belirtildiği üzere “Madde 12 - (Değişik:26/7/2024-7521/29 md.) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetveller kapsamındaki kamu idareleri ve bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlar, sermayesinin yarısından fazlası tek başına veya birlikte ya da ayrı ayrı doğrudan veya dolaylı olarak kamuya ait olan ortaklıklar, fonlar, döner sermayeler, il özel idareleri, belediyeler, il özel idareleri ve belediyelerin bağlı kuruluşları, kurdukları veya üye oldukları birlikler ile doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketler, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler, özelleştirme kapsam ve programında bulunanlardan sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait kuruluşlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen her statüdeki personel ile belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri ve il genel meclisi üyelerinden; özel veya kamu ayrımı gözetilmeksizin her statüdeki kurum ve kuruluşun yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyeliğinde ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapılmaksızın bu görevlerinden sadece biri için ücret ödenebilir. Birinci fıkra kapsamındakilere, anılan fıkra kapsamında yürütülen görevler nedeniyle huzur hakkı, ücret, ikramiye gibi her ne ad altında olursa olsun bir ayda yapılabilecek ödemelerin toplam net tutarı, (108.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemez. İlgililere bu fıkrada belirtilen üst sınıra tabi ödemeler dışında, söz konusu görevler nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir ad altında ayni veya nakdi menfaat sağlanamaz. Birinci fıkra kapsamındakiler, birinci fıkraya tabi olarak yürüttükleri görevleri ve birden fazla görev olması halinde hangi görevin ücretini alacaklarını asli görevli oldukları kuruma beyan eder. Birinci fıkra kapsamında yürütülen görevler karşılığında ödenmesi öngörülen tutarlar, ilgili kurum veya kuruluşlarca brüt tutarları üzerinden gerekli vergi kesintileri yapılarak ilgilinin asli görevli bulunduğu kurumca bildirilen bir emanet hesabına yatırılır. İlgililere mevzuatı uyarınca yapılacak ödemeye ilişkin işlemler bu maddede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde asli görevli bulundukları kurumlarca herhangi bir vergi kesintisi yapılmaksızın gerçekleştirilir ve üst sınırı aşan ya da ücret alınamayan görevlere ilişkin ödeme tutarları genel bütçe kapsamındaki idarelerde genel bütçeye, diğer idarelerde ise ilgili kurum bütçesine gelir kaydedilir. Birinci fıkra kapsamında bulunmayan kişilerden; birinci fıkrada sayılan kurum ve kuruluşların anılan fıkrada belirtilen kurul ve organlarında görev alanlar (bu kurum ve kuruluşlara ait olmayan hisseleri temsilen görev alanlar hariç) ile hisse oranına bakılmaksızın birinci fıkra kapsamında sayılanlar dışındaki kamu payı veya temsil hakkı olan kurum ve kuruluşların söz konusu kurul ve organlarında kamuyu temsilen görev alanlar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır. Ancak, bunların bu fıkrada belirtilenler dışında kalan diğer kurum ve kuruluşlardaki görevleri hakkında bu fıkra hükümleri uygulanmaz. Bu fıkra kapsamına girenler için üçüncü fıkranın uygulanmasında asli görevli olunan kurum için düzenlenen yetki ve sorumluluklar bunların temsil ettikleri veya görevli oldukları kurum ve kuruluşlar tarafından yerine getirilir. Diğer mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz. Bu maddenin uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve uygulamayı yönlendirmeye Cumhurbaşkanlığı yetkilidir.” Denilmektedir. Belediyemizde seçilmiş herhangi bir meclis üyesinin, 5393 sayılı Belediye Kanununun 24. ve 25. maddesi, Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliğinin 21. ve 22. maddesinde belirtilmiş olan, kurulması zorunlu İhtisas ve Denetim Komisyonlarından herhangi ikisine seçilmiş olması halinde, meclis huzur hakkı dışında, seçilmiş olduğu komisyonlardan sadece birinden mi huzur hakkı ödenir? Yoksa 631 sayılı KHK yayımlanmadan önceki dönemlerde uygulandığı gibi, 5393 sayılı kanunun 32. maddesinde belirtildiği üzere, meclis huzur hakkının dışında, ihtisas ve denetim komisyon çalışmalarına katıldığı gün sayısı dikkate alınarak her iki komisyondan da ayrı ayrı mı huzur hakkı ödenir?