"Gelir bütçesi" hazırlanırken, tahakkuk edecek olup, ancak yılı içinde tahsil edilemeyeceği kesin olarak bilinen bir gelir, bütçe hazırlığında dikkate alınır mı? Örneğin X geliri için 1.000-TL tahakkuk edi-lecek fakat 100-TL tahsil edilebilecektir. Gelir Bütçesi hazırlanırken 1.000-TL tahakkuk miktarını mı yoksa 100-TL reel olarak gerçekleşecek geliri mi dikkate almalıyız ve "gelir bütçe tahmini" olarak yazmalı-yız?

Bütçenin düzenlenmesi ve görüşülmesi sırasında düşünülmeyen ve bütçede tertibi açılmayan, ancak yapılmasında zorunluluk bulunan harcamalar için ek ödenek çıkarılması gerekmektedir. Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 37/3. maddesinde, "Ek ödenek verilmesi için yeni bir gelir veya finansman kaynağının bulunması zorunludur" denilmektedir. Yönetmeliğin 19. maddesinde ise, "Bütçe denkliğinin sağlanmasında bütçe gelirleri esas alınır. Gelirlerin giderleri karşılamaması halinde aradaki fark, ilk olarak gider bütçesinde öngörülen tertiplerden indirim yapılması ya da yeni gelir kaynakları bulunması suretiyle giderilmeye çalışılır. Buna rağmen denklik sağlanamamış ise, borçlanma yoluna gidilerek veya varsa önceki yıldan nakit devri yoluyla bütçe denkliği sağlanır." denilmektedir. Borçlanma düşünmüyoruz, ilave gelir de öngörülmüyor. Önceki yıldan yaklaşık 7.000.000,00 TL lik nakit devrimiz bulunmakta. Öğrenmek istediğim, ek ödenek karşılığında “önceki yıldan nakit devri” ile bütçe denkliğinin sağlanmasında izlenecek yol ve kullanılacak finansman kodu nedir?

1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun uyarınca belediye olarak kazandığımız davalarda, karşı taraftan tahsil edilen vekâlet ücretini emanet kayıtlarına alıyoruz. Dava kaybettiğimizde ise karşı tarafa ödenecek vekâlet ücretini bütçeden ödeme emri düzenleyerek giderleştiriyoruz. Tahsil edilen vekâlet ücretlerini yılsonunda hukuk işleri müdürlüğünde çalışan memur ve avukatlara mevzuatta belirtilen şekilde dağıtıyoruz. Kalan bakiyeyi ise gelecek yıla devrediyoruz. Bu konuda sormak istediğimiz bazı sorular var. 1) Tahsil edilen vekâlet ücretleri ertesi yıla devredilmeli mi, yoksa bütçe geliri mi yapılmalı? 2)Davayı hangi avukat kazanırsa kazansın tahsil edilen vekâlet ücretleri hukuk işleri müdürlüğü personelinin ortak ücreti olarak görülmekte ve ortak havuzdan dağıtım yapılmaktadır. Halbuki Mahalli İdareler Harcama Belgeleri Yönetmeliğine ekli örnek 23’te ise vekalet ücretinin paylaştırılmasında her bir avukatın kazandığı dava dikkate alınmaktadır. Doğrusu hangisidir? Konu tüm belediyeleri ilgilendirdiğinden bu konuda vereceğiniz görüşünüz bizim için çok değerlidir.

1-Bütçe hazırlanırken, uygulama yılında yapılması planlanan projeler için iz bedeli olarak ödenek konulması gerekir mi? 2-Yedek ödenekten aktarma yapılırken, bütçede tertibi bulunmayan bir proje için bölüm açılarak ödenek aktarılabilir mi?

İl Özel idarelerinde bütçeyle konan ödeneklerde aktarma yetkisi vali, encümen ve meclis görevleri arasında sayılmaktadır. Bakanlıklardan gelen ödenekler vali onayı ile gelir-gider yapılmakta. Bizim anlamadığımız, bu ödeneklerden bahsedilirken kurumsal, fonksiyonel ve ekonomik düzeyler olarak içten içe aktarmalarda yine encümen ve meclis mi yetkili? Yoksa sadece kimin onayı ile gelir gider yapıldı ise onun onayı ile mi aktarma yapılır? Biz 02.11.2006 tarihinde yetkili arkadaşlarla telefon görüşmesinde bu olaya değindik; hukuki açıdan, yargıda paralellik ilkesine göre tahsisi mahiyetindeki ödenekler bütçeye kimin onayı ile konuldu ise yine onun onayı ile başka kalemlere aktarılır denildi. Bizde bu tarihten itibaren tahsisli ödeneklere aktarma işlemini bu şekilde yapıyoruz. Doğru mu yapıyoruz, yanlış mı? Açıklarsanız sorunumuz çözümlenecek, çünkü hiç bir yerde yazılı belge bulamıyoruz.

Sayın Hocam biz nüfusu 5.000 altındaki belediyeyiz 1-2004 den beri tahsilat denetimimiz yapılmamaktadır.Bizim tahsilat denetimimiz kim tarafından yapılacak ve komisyon kimlerden kurulacak ? 2- Tahsilat makbuzlarında ve karbonlu otobüs biletlerinin ikinci nüshalarının saklama süreleri ne kadar ?

Kurumumuz faaliyetlerinde kullanılmak üzere ya da tüketilmek üzere alınan tüketim malzemelerinin izlenmesi için 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı kullanılmaktadır. Taşınır İşlem Fişinde 150 Hesabı çalıştırılırken Yönetmelikte söylendiği gibi maliyet bedelleri üzerinden (KDV dahil) işlemi gerçekleştirilmektedir. Fakat ödeme emri düzenlenirken 191 İndirilecek KDV hesabı çalıştırıldığı zaman ödeme emri belgesi ile Taşınır İşlem Fişi ile arasında KDV tutarı kadar fark çıkmaktadır. Bu da Taşınır Yönetim Hesabı tutarları ile mizan arasında fark çıkarmaktadır. Taşınır İşlem Fişinde 2. düzey toplamı (150, 253, 254 ve 255) KDV dahil mi, hariç mi olması gerekir? a) KDV Dahil ise, 191 İndirilecek KDV Hesabı nasıl çalıştırılacak (Örnek 1) b) KDV Hariç ise, 191 İndirilecek KDV Hesabı çalıştırılmayacaksa (her türlü gider indirime tabi olmadığı için) KDV tutarı kadar oran hangi hesaba kaydedilecek (Örnek 2) Kdv İndirimi Yapılacak Kayıt (kdv 180 TL) (Örnek 1) : 830 – 1180 (b) 150 – 1180 (b) 191 – ? (b) Kdv İndirimi Yapılmayacak Kayıt (Örnek 2) : 830 – 1180 (b) 150 – 1000 (b) ? - 180 (b)

Yüklü miktarda devreden KDV'miz mevcut. Biz bu KDV'yi herhangi bir şekilde geri alabilir veya borçlarımıza mahsup edebilir miyiz?

Belediyemiz Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünde Zabıta Memuru olarak görev yapmaktayım. Daha önce 1 adet geçici işçi arkadaşım (çevre mühendisi) başkanımız tarafından müdürlüğümüzde müdür yetkilisi olarak görevlendirilmiş idi. Ancak belediye başkanımız tarafından harcama yetkilisi olarak memur olduğum için ben görevlendirildim. Bu durumda kanunen müdür olarak mı görevlendirilmiş oldum? Eğer müdür olarak görevlendirilirsem kadromun değiştirilmesi mi gerekir? Kadro değiştirilmeden de müdürlük haklarından yararlanabilir miyim?

2.000,00. TL aşan teminat mektuplarının iadesi esnasında vergi dairesinden borcu yoktur belgesi isteyecek miyiz?

Kurumumuz adına kayıtlı bir taşıtın kullanım ömrünü yitirdiğinden hurdaya ayrılacaktır. Hurdaya ayrılan araç ise 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre satışı yapılacaktır. Hurdaya ayrılan ve hurda olarak satılan aracın ekonomik değerleri; Kayıtlı Araç Değeri: 4.237,28 TL, Hurda Araç Satış Tutarı: 2.080,00 TL, Birikmiş Amortisman: 2.550,00 TL, Yeniden Değerleme Farkı: 2.556,61 TL ‘ dir. Buna göre hurdaya ayrılan aracın ve hurda olarak satılan aracın muhasebe kaydı nasıl yapılmalıdır?

Maktu vergi ve harç tarifeleri 2005/8730 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiş olup daha sonraki yıllarda söz konusu tarifeler hakkında herhangi bir artış yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi verir misiniz?