Belediyemiz Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünde Zabıta Memuru olarak görev yapmaktayım. Daha önce 1 adet geçici işçi arkadaşım (çevre mühendisi) başkanımız tarafından müdürlüğümüzde müdür yetkilisi olarak görevlendirilmiş idi. Ancak belediye başkanımız tarafından harcama yetkilisi olarak memur olduğum için ben görevlendirildim. Bu durumda kanunen müdür olarak mı görevlendirilmiş oldum? Eğer müdür olarak görevlendirilirsem kadromun değiştirilmesi mi gerekir? Kadro değiştirilmeden de müdürlük haklarından yararlanabilir miyim?

2.000,00. TL aşan teminat mektuplarının iadesi esnasında vergi dairesinden borcu yoktur belgesi isteyecek miyiz?

Kurumumuz adına kayıtlı bir taşıtın kullanım ömrünü yitirdiğinden hurdaya ayrılacaktır. Hurdaya ayrılan araç ise 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre satışı yapılacaktır. Hurdaya ayrılan ve hurda olarak satılan aracın ekonomik değerleri; Kayıtlı Araç Değeri: 4.237,28 TL, Hurda Araç Satış Tutarı: 2.080,00 TL, Birikmiş Amortisman: 2.550,00 TL, Yeniden Değerleme Farkı: 2.556,61 TL ‘ dir. Buna göre hurdaya ayrılan aracın ve hurda olarak satılan aracın muhasebe kaydı nasıl yapılmalıdır?

Maktu vergi ve harç tarifeleri 2005/8730 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiş olup daha sonraki yıllarda söz konusu tarifeler hakkında herhangi bir artış yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi verir misiniz?

5393 sayılı Belediye Kanunun 25. maddesinde açıklandığı üzere nüfusu 10.000'nin altındaki belediyelerde tahsilât denetlemesi için bir komisyon kurulacak ibaresini göremedim. Belediyemizin nüfusu 1495 olup, bizler tahsilât denetlemesini nasıl yapacağız. Bu konuda beni aydınlatırsanız çok memnun olurum.

5018 sayılı Kanunun 11. maddesi üst yönetici ve yetkilerini, 31. maddesi harcama amirleri ve yetkilerini, 32. madde harcama talimatı ve sorumluluklarını, 33. madde giderlerin gerçekleştirilmesi ile ilgili gerçekleştirme görevlilerini, 61. madde de muhasebe hizmetleri ve muhasebe yetkilerinin görev ve yetkileri tanımlanmaktadır. Belediyemizde bir adet avukat vardır. Hukuk müdürlüğüne de vekâleten bakmaktadır. Bu kişi konum olarak direk belediye başkanına bağlıdır. Kendisine vermiş olduğu vekâletle belediyemizin bütün davalarına girmektedir. Bilindiği üzere davalar Belediye Müdürlüklerine değil Belediye Başkanlığı adına açılmaktadır. Bu nedenle de Mahkeme harç ve giderleri ödeneği bu müdürlüğün bütçesine konmuştur. Belediyemiz leh ve aleyhine açılan davalardan sonuçlarını raporlayıp ekleri ile birlikte ödenmek üzere belediye encümenine sunan da kendisidir. Ancak ödeme aşamasında ödeme emrine ne harcama amiri nede gerçekleştirme görevlisi olarak imza atmamaktadır. 5018 sayılı Kanunu incelediğimizde, girmiş olduğu davaların takibini kendi yaptığı ve ödeme aşamasına getirdiği için gerçekleştirme görevlisi olarak imza atması gerektiği kanaatindeyim. Örneğin Bir Kamulaştırma bedel tespiti davası vardır. Dava kendisi tarafından açılmıştır, Davanın takibi 2 yıl boyunca kendisi tarafından takip edilmiştir. Arsa m2 fiyatı davaya giren bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir. Mahkeme davayı sonuca bağlamış kendisine bile avukatlık vekâlet ücreti tespit etmiştir. Mahkeme kararını, ödenmek üzere ekleri ile birlikte raporlayarak belediye encümenine getirmiştir. Burada kamulaştırma bedelinin ödenmesinde harcama yetkilisi İmar Müdürü, davayı takip ederek ödeme aşamasına getirdiği için de kendisinin (avukatın) gerçekleştirme görevlisi olacağı kanaatindeyim. Belediye avukatının belediyemiz leh ve aleyhine girdiği davalarda hiç bir kanuni bir sorumluluğu yok mudur da ödeme emrine harcama amiri veya gerçekleştirme görevlisi olarak imza atmamaktadır? Eğer sorumluluğu yoksa; Belediye İle ilgili davalarda Sayıştay Başkanlığına kim hesap verecek, belediye davalarında karşı tarafla anlaşarak rant sağlarsa ne olacak, temyize gönderilecek belgeler zamanında gönderilmezse sorumlusu kim olacak, sonuçlanan davaların ödenmesi geciktirilirse oluşacak giderler kime zimmet yazılacaktır? Sonuç olarak belediye avukatımızın girmiş olduğu davalar da harcama amiri veya gerçekleştirme görevlisi olarak konumunun belirlenmesine yardımcı olmanız hususunda gereğini arz ederim.

Bilindiği üzere 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 6. maddesi kapsamında merkezi yönetim kurumları idaremize ödenek göndermekte ve gönderilen bu ödenekler il özel idaresinin tabii olduğu esaslar çerçevesinde kullanılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından arkeolojik kazılarla ilgili gönderilen ödeneklerin, BKK ile tespit edilen kazı heyeti başkanlarına kredi (avans) şeklinde kullandırılması esnasında, gerek Bütçe Kanunun İ cetvelinde, gerekse 2011 Parasal Limitleri belirleyen cetvelde yer alan, izin aranmaksızın açılacak kredi tutarı olan 75.000 TL' ye tabi olup olmadığı hakkında tereddüt yaşanmaktadır. Farklı illerde farklı uygulamalar mevcut olup, söz konusu kredilendirme işleminin hangi esas ve usuller çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerektiği hakkında bilgilendirilmemi arz ederim.

1- Bütçe içi işletmelerde mevcut personel yetersizliğinden dolayı hizmet alımı şeklinde personel temini yapılabilir mi? Veya yapılacak ihalenin işletme adına yapılması (vergi numarası da farklı olduğu için ve buna bağlı sözleşme ve ihale Damga Vergileri doğacaktır) herhangi bir sorun teşkil eder mi? 2- Bütçe içi işletmelerin tek düzen hesap planındaki gelir ve gider kayıtları aynı zamanda belediye muhasebe sistemine de işlenmektedir. Bu gelir ve gider kayıtlarının harcama yapılan firma adına mı yapılması gerekir, yoksa var olan işletme adına ay sonunda toplam gelir ve gider şeklinde işlenmesinin sakıncası olur mu?

Belediyemiz, Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı bir okul için, geçmiş yıllardan kalan borç tutarı …TL olan su borcunu yapılandırmak üzere yazı yazdık. İlgili kurum Belediyemizden fatura istedi. Ancak Belediyemizde tahsilat makbuzu haricinde fatura kullanılmamaktadır. Belediyelerde fatura nasıl elde edilir? Biz bu faturayı nasıl bastırabiliriz?

Temsil tören ve ağırlama giderlerinde bütçe harcamalarında bulunan %10 luk sınırlama konusunda tereddütte kaldık. Alımlar yıl içerisinde çok değişiklik gösterdiği için de ihaleye çıkamıyoruz. % 10 barajını aşabilir miyiz, ne yapmalıyız

Kontrol Teşkilatı ve yüklenici arasında çeşitli ihtilaflar nedeniyle, 2010 yılında hakedişi hazırlanıp, aynı yılda (2010) faturası düzenlenmiş bulunan yıllara sari yapım işinin ödeme işlemi fatura değiştirilmeksizin (yükleniciye ulaşılamaması nedeniyle) 2011 yılında yapılabilir mi?

Belediyeye ait sosyal tesislere konaklama ve düğün yeri olarak işletme kurmak istiyoruz. Ayrıca yakındaki halk plajına da büfe kurarak orada meşrubat satışı yapmak istiyoruz. Her iki yer içinde vergi mükellefiyeti gerekli mi? Yoksa tek mükellefiyetle işlemleri yürütebilir miyiz?