2001 yılında iki yıllık meslek yüksek okulu bölümünü (tekniker), 2005 yılında da dört yıllık Açık Öğretim Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü bitirerek, 2008 yılında KPSS sınavına iki yıllık Tekniker diploması ile girip, idarenin talebi doğrultusunda ÖSYM tarafından tekniker olarak atanıyor. Ancak İdare 1 yıl sonra asalet tasdiki sırasında söz konusu kişinin KPSS’ na bir alt öğrenimden girdiğini fark ediyor. ÖSYM kılavuzunda adayların en son öğrenim düzeylerinin bir alt düzeyi öğrenimden sınava giremeyecekleri belirtilmektedir. Teknik hizmetler sınıfındaki teknikerin en son görmüş olduğu bir üst eğitim Genel İdare Hizmetleri sınıfından(Kamu Yönetimi) olmaktadır. Bu durumda söz konusu teknikerin, İdareyi yanıltıp yalan beyandan dolayı asaletinin tasdik edilip edilmeyeceği ve adaylık süresi içerisinde memuriyetine son verilip verilmeyeceği konusunda tereddüde düşüldüğünden, görüşünüzün bildirilmesini istiyorum.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamına giren bir gayrimenkulün tapuda mesken olarak görünen bağımsız bir bölümünde avukatlık bürosu mevcut olup, aynı meskenin diğeri bir odasında bir anonim şirketin gemi acenteliği hizmetleri yapılabilmesi için İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı istenmektedir. İstenilen ruhsatın verilip verilemeyeceği ile verilebilirse izlenecek yol hakkında bilgi edinmek istiyorum?

Görev yapmış olduğum belediye 1999 yılında köy tüzel kişiliğinden kasaba hüviyetine geçmiştir. Haliyle köy iken yapılmış olan yapılar mevcuttur. Vatandaşların bizden en çok talep ettikleri şey bu köy zamanında iken yapmış oldukları yapıların güçlendirilmesi amacıyla yapılacak tadilatlar, yada yeni bir ev yapmaya güçleri yetmediğinden hali hazır evlerine ilave yapmak istemektedirler. İmar planına uygun olmak kaydıyla bu konuda belediye olarak nasıl bir yol izlememiz gerekir?

Belediyemiz personeli zabıta memuru arkadaşımız 05.12.1990 tarihinden bugüne kadar zabıta müdürlüğünde zabıta memuru olarak görev yapmaktadır. 07.07.2009 tarihinden itibaren de zabıta müdürlüğünü vekâleten yürütmektedir. Adı geçen personelimiz halkla ilişkiler (önlisans) bölümü mezunu olup, belediyemizde münhal bulunan 1. dereceli zabıta müdürlüğü kadrosuna naklen atanmak istemektedir. Bu nedenle belediyemizde 5 inci dereceli zabıta memuru kadrosunda 2 nci derecenin 3 üncü kademesinde görev yapan ve zabıta müdürlüğünü vekaleten yürüten arkadaşımızın görevde yükselme eğitim ve sınavlarına katılmadan 1 inci dereceli zabıta müdürlüğü kadrosuna naklen atanmasının mümkün olup olmadığı konusunda detaylı bilgi verilmesini istiyorum.

01.08.2008 tarihinde zabıta memuru olarak işe başladım ama hala asaletim onaylanmadı. 01.08.2009 tarihine kadar kullandığım mazeret izinleri 01.08.2009 tarihinden itibaren hak ettiğim 20 günlük yıllık iznimden düşülür mü?

Maliye Bakanlığı bünyesinde 1. derecede müdür yardımcısı unvanı ile çalışan memur, belediyemiz bünyesinde çalışmak üzere naklen tayin talep etmektedir. Ancak organizasyon yapımızda müdür yardımcılığı kadrosu bulunmadığından, bahse konu memuru Şube Müdürü olarak atayabilir miyiz?

29 Nisan 2009 tarihinde belediyemizin açtığı sınavı kazanarak GİH 10/2 kadro derecesiyle itfaiye eri olarak göreve başladım, asıl mesleğim harita teknikeri olup, şu anda belediyemiz norm kadrosunda harita teknikeri kadrosu boş bulunmaktadır. Asaletim tasdik olmadan personel hareket formunu doldurup belediye başkanımızın onayıyla harita teknikeri kadrosuna atanabilir miyim?

İşçiler yıllık ücretli izne çıktıklarında sosyal hakları (yemek yardımı, yakacak yardımı, sorumluluk zammı) tam olarak mı bordroları yapılır. İzinli oldukları günler kesilir mi?

Belediye zabıta memurlarının akıl hastası ve madde bağımlılarına refakat etme ve kolluk görevi var mıdır? Bildiğim kadarıyla daha önce bir genelgeyle bu tür görevler belediyeye verilmişti. Bu durum hala geçerli mi? Bazı durumlarda çok zor durumda kalıyoruz, emniyet ve sağlık müdürlüğü görevlileri topu bize atıyorlar. Bu kurumların bu konudaki görevi nedir?

5434 sayılı Kanunun Ek 67 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca “Daha önce atanmış ya da seçilmiş oldukları kadro, görev veya aylık almış oldukları dereceler için belirlenmiş olan ek göstergelerden daha düşük ek gösterge ödenmesi gereken veya ek göstergesi olmayan bir kadro, görev veya dereceye atanan ya da seçilenler; daha önceden yararlanmış oldukları ek gösterge rakamı ile halen bulundukları kadro, görev veya dereceye ilişkin ek gösterge rakamı arasındaki farktan kaynaklanan kesenek ve karşılık tutarının tamamının aylıklarından kesilmesi suretiyle emeklilik açısından yüksek olan ek göstergeden yararlanmaya devam ederler. 5434 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (II) numaralı fıkrasının (n) bendinde sayılanlar hariç, atandıkları veya seçildikleri kadro, görev ya da derecede en az altı ay görev yapmaksızın ek göstergesi daha düşük bir kadro, görev ya da dereceye atanan veya seçilenler hakkında bu fıkra hükümleri uygulanmaz” denmektedir. Ancak 657 sayılı Kanunun 59.maddesine göre “Birinci fıkrada sayılan memurların bulundukları bu kadrolar emeklilik aylığının hesabında ve diğer memurluklara naklen atanmalarında herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmaz. Bu görevlerde bulunan memurların emeklilik kıdemleri yürümekte devam eder.” denmektedir. Yukarıdaki bahse konu yasalar dikkate alındığında özel kalem müdürü 1. derece 2200 den maaşını alan bir avukatın 9 uncu derece ek göstergesiz bir kadroya atandı ise yapılması gereken emekli keseneğine esas aylık bilgi bölümüne derece: 9 kademe: 1 ek gösterge: 2200 mi olmalı yoksa ek gösterge Sıfır mı olmalı?

5393 sayılı Belediye Kanunun “encümen üyelerine verilecek ödenek” başlıklı 36. maddesinde; “Belediye encümeni başkan ve üyelerine, nüfusu 10.000'e kadar olan belediyelerde (3.500), nüfusu 10.001-50.000'e kadar olan belediyelerde (4.500), 50.001-200.000'e kadar olan belediyelerde (6.000) ve 200.001'in üzerinde olan belediyelerde ise (7.500) gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık brüt ödenek verilir. Encümenin memur üyelerine bu tutarların yarısı ödenir.” hükmü mevcuttur. 36 ncı madde çerçevesinde üyelerin katıldıkları her toplantı için şeklinde bir ifade geçmemektedir. Bu nedenle alacakları ücret tam mı olmalı? Katılmadıklarında izinli, görevli veya raporlu olduğunda yerine vekillik yapan kişiye bu ücret ödenir mi? Encümen üyelerine verilen aylık brüt ödenek olarak geçtiğinden meclis üyelerine meclis toplantılarında verilen huzur hakkı ile aynı güne rastlarsa ikisine de ödeme yapabilir miyiz?

Bölgemizde 1975 yılı ve daha önceki yıllarda yapılmış mesken binalar mevcut olup, gerek kat mülkiyeti kurulması esnasında, gerekse cins değişikliği işlemleri için bahse konu binalara yapı kullanma izin belgesi istenmektedir. Bu binalara 2981 sayılı İmar Affı Kanununa göre gerekli teknik kontroller yaptırıldıktan sonra yapı kullanma izin belgesi verebilir miyiz?