İl özel idaresi, encümen kararı ile bir derneğe (kamu yararına çalışan gaziler derneği) ilçe özel idaresi bütçe kalemi üzerinden nakdi yardım aktarabilir mi? Bu yasal mıdır? Yöntem doğru mudur? İlçenin sorumluluğu nedir?

1/4 kadroda ilçe özel idare müdürü olarak görev yapmaktayım. İktisat fakültesi mezunuyum. İl özel idaresinde münhal bulunan hukuk müşavirliği kadrosuna 99 seri nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği hükümlerine göre görevlendirilebilir miyim?

Muhtelif nedenlerle seçim yapılmayan mahalle muhtarlığı görevini yürütmek üzere görevlendirilen kişiye ücret ödenmeli midir?

İlköğretim okulları elektrik faturaları zamanında ödenmediği için her aboneye gecikme faizi tahakkuk ettirilmiş, daha sonra tahakkuk eden elektrik faturalarını da ödeyememekteyiz. Bu konu ile ilgili olarak, T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından 20.11.2008 tarih ve B.07.0.BMK.0.06.12.390-18740 sayılı Gecikme zammı konulu ….Bakanlığına, ….Başkanlığına, ….Müsteşarlığına, …..Genel Müdürlüğüne, ….Rektörlüğüne hitaben yazdığı yazılarında “…Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerini; ilgili mevzuatı ve/veya abonelik sözleşmesinde yer alan hükümlere göre gecikme zammı, gecikme cezası, gecikme faizi ve benzeri adlar altında tahakkuk ettirilen ödemeler ile Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine göre elektrik faturaları ile birlikte tahakkuk ettirilen reaktif enerji bedellerini, anaparaları ile birlikte anaparanın ödeneceği bütçe tertiplerinden ödemeleri gerekmektedir.” Maliye Bakanı imzalı yazılarında belirtmişlerdir. Söz konusu yazıda mahalli idarelerden yani il özel idarelerden bahsetmemiştir. Bu yazıya istinaden İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı İlköğretim Okullarına ait zamanında ödenmeyen elektrik faturalarına tahakkuk eden gecikme faizlerini ödeyebilir miyim? Ödeyemiyorsak ne yapmam gerekiyor. Veya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden kaynaklanan bu problem nasıl düzeltilir.

İlimiz, Tekirdağ Belediyesi sınırları dışında ancak mücavir alanında kalan umuma açık istirahat ve eğlence yerine kollukça, açılış-kapanış saatlerine riayet etmediği gerekçesiyle tutanak tutulmuş, gereği için idaremize gönderilmiştir. Söz konusu işyeri belediye sınırları dışında ancak mücavir alanda kaldığı için Tekirdağ Belediyesine gönderilmiştir. Ancak Tekirdağ Belediyesi söz konusu işyerine İl Encümeni tarafından idari para cezası uygulanması gerektiğini belirterek yazıyı idaremize iade etmiştir. Tekirdağ Belediyesi tarafından işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmiş olan işyerine cezai müeyyide, belediye encümeni tarafından mı yoksa İl encümeni tarafından mı uygulanacaktır.

İdaremiz aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma davalarında avukatlara ödenen icra vekalet ücretlerinde, örneğin dava 07/09/2002 tarihinde açılmış 03/05/2007 tarihinde sonuçlanmış davanın sonuç kısmında dava tarihinden itibaren 22.707,18 YTL yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmiştir. Ayrıca söz konu mahkeme ilamının icra takibine alınması sırasında 07/09/2002 tarihi ile 03/05/2007 tarihi arasında işlemiş faiz hesaplanarak takibe konulan miktar 68.000 YTL olarak belirlenmiştir. Söz konusu işlemde icra avukatlık vekalet ücreti olarak 68.000 YTL üzerinden hesaplanarak vekalet ücreti talep edilmektedir o tarihe kadar işlemiş faizden de avukatlık vekaleti alınmaktadır. Söz konusu işlemin yasal olup olmadığının bildirilmesini arz ederim.

5018 sayılı Kanun geçici maddesinde sayılan unvanlardaki görevlilerin 2007 yılı sonuna kadar muhasebe yetkilisi olarak atanabilecekleri, bu tarihten sonra ise Bakanlıkça yapılacak sınavı kazananların muhasebe yetkilisi olarak atanabilecekleri belirtilmiştir. Bu sınavı kazanamayan görevliler de oldu. Buralarda ödemeler devam ediyor. Sınavı kazanamayan ama 2007 yılında bu görevi yapanlar aynen devam ediyor, bunlara ödeme de yapılıyor: Bu konu hakkında görüşleriniz nelerdir? Bir de muhasebe yetkililerin özlük hakları konusunda bir çalışma olup olmadığı konusunda bir gelişme var mıdır?

İlimiz genelinde, sorumluluk bölgemizde 257 adet köy bulunmakla beraber bunlardan 185 adedinin köy yerleşik alan ve civarı sınırı tespit edilmiş, 72 adet köyün ise tespitleri yapılmamıştır. Yapılmaya devam etmektedir. Sınır tespiti Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4/4 maddesinde tanımlanmış ve 43’üncü maddesinde daha geniş açıklanmıştır. Bu Yönetmelik dışında işlemin nasıl yapılacağı konusunda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 31/10/1986 tarih ve 23202 sayılı Genelge ile daha detaylı hale getirilmiştir. Şöyle ki Genelgenin 1’inci maddesindeki “Köy ve mezraların yerleşik alanlarının tespitinde, 9.11.1985 tarihinde mevcut olan, köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlar tarafından, yapımı tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uygun olarak inşa edilmiş yapılar ile köy ortak yapılarının esas alınması gerekir. Mevcut binaların toplu olarak bulunması ve bunun belirlenmesinden okul, cami, köy odası gibi köy yapıları ile kahvehane, bakkal vb. ticari binaların tümünün veya bir kısmının bulunduğu mevkii esas alınır” hükmü ile sınır tespiti net ve değişmez bir hal almaktadır. 5302 sayılı Yasa ile imar ile iş ve işlemler il özel idarelerine devredildiğinden, tespit işlemleri de il özel İdareleri tarafından yapılmaya ve imar planları gibi il genel meclisine onay için sunulmaya başlamıştır. Köy yerleşik alan tespiti ile ilgili 5302 sayılı Yasada ve il özel idareleri ile ilgili diğer yasa ve yönetmeliklerde de herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Sorum şu ki; köy yerleşik alan ve civarı sınırının onayı için il genel meclisi kararı mı gerekmektedir? Yönetmelik ve genelgede açık ve net bir şekilde tanımlanan tespit işlemi yol genişliği, yeşil alan, emsal, kat adeti vb. hükümler bulunmadığından imar planı gibi değildir. Tespiti kim yaparsa yapsın aynı evleri seçeceği için ve tespitin yapılması köy için gelişimin nereye kadar olması gerektiğinin net bir şekilde belirlenmesini sağlamaktan başkaca bir amaç sağlamamaktadır. İl genel meclisi tarafından onaylanması durumunda yerleşik alan tespiti yapıldıktan sonra 45 ile 60 gün gibi bir süre içerisinde meclisten geçmekte ve onaylanmaktadır. Yapılan tespitler il encümeni kararı ile onaylanabilir mi?

5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu kapsamında büyükşehirlerde norm kadro, daire başkanlığı statüsünde diğer illerde ise müdürlük şeklinde yapılanmaktadır. Ancak belediye ve özel idarelerin görevde yükselme yönetmeliğine bakıldığı zaman sınavla unvan değişikleri ile unvanlara ilişkin öğrenim durumları belirtilirken daire başkanlığı hakkında her hangi bir hüküm bulunmaktadır. Durum böyle iken öğrenim durumuna bakılmaksızın daire başkanlığına atama yapılabilir mi?

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan; umuma açık istirahat ve eğlence yerleri haricindeki büfe, tekel bayii, taksi durağı, içkisiz lokanta, terzi, berber, kasap, pastane vs. benzeri nitelikteki sıhhi işyerlerinin açılış ve kapanış saatlerinin belirlenmesi için il özel idarelerine yetki veren bir mevzuat var mı?

1) 5018 Sayılı Kanun'a göre, bir memurun; Gerçekleştirme Görevlisi, Taşınır Kayıt Kontrol Yetkilisi, Konsolide Görevlisi görevlerini bir arada yürütmesinin kanuni sakıncası var mıdır? 2) Kurumda Ayniyat Saymanı Kadrosunda Ayniyat Saymanı varken, konsolide görevlisinin başka bir memur eliyle yürütülmesi uygun mu dur?

5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununun 18. maddesinde "...Bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşları ile il özel idareleri tarafından aktarılacak ödeneklerle gerçekleştirilecek yatırımlar, birliğin hizmet ve görev alanı sınırlamasına tabi olmaksızın yapılabilir" hükmü bulunmaktadır. İl Özel İdaresi bütçesine Milli Eğitim Bakanlığınca İlköğretim okul onarımları için aktarılan miktarlar, İl Özel İdaresince Köylere Hizmet Götürme Birliklerine aktarılarak, onarım işleri birlikler kanalı ile yapılabilir mi? Yapılabilir ise, hangi yolu izleyerek söz konusu paraların birlik bütçesine onarım işini yapmak üzere aktarmamız gerekir?