Anayasa Mahkemesi Kararının Bungalovlara Etkisi

  • 27.05.2025

Alternatif konaklama biçimlerinin –özellikle bungalovlar, kamping alanları ve butik tesisler gibi küçük ölçekli turizm işletmelerinin– Türkiye’de giderek yaygınlaştığı bir dönemde, bu yapıların hukuki statüsü, planlama rejimi ve çevresel etkileri güncel tartışmaların merkezine yerleşmiş durumda. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi’nin 2024/174 sayılı kararı, yalnızca belirli bir yasa hükmünü iptal etmekle kalmamış, aynı zamanda turizm politikaları, idare hukuku ve çevresel sürdürülebilirlik ekseninde yeniden düşünülmesi gereken bir dizi meseleyi gündeme taşımıştır.

İlgili karar, 7334 sayılı Kanun’un öngördüğü “Basit Konaklama Belgesi” zorunluluğunu iptal ederek, küçük turizm işletmelerinin faaliyet izinlerine ilişkin merkeziyetçi ve katı düzenleme modelini eleştirmiştir. Anayasa Mahkemesi, gerekçesinde hukuki belirlilik ve girişim özgürlüğü ilkelerine atıfta bulunarak, idarenin keyfiliğe açık uygulamalarına karşı bireylerin korunmasını ön plana çıkarmıştır. Ancak iptal kararı, uygulamada bazı sorunları da beraberinde getirmiştir: Belge zorunluluğunun kaldırılması, ilgili tesislerin tabi olacağı özel bir denetim ve belgelendirme rejimi bırakmamış; bu durum hem mevzuat boşluğu hem de uygulamada yeknesaklık eksikliği yaratmıştır.

Bu tanıtımını yaptığımız çalışma, söz konusu hukuki boşluğu ele alarak, belirlilik, denetim, çevre politikaları ve yerel kapasite inşası gibi başlıklarda karşılaşılan sorunları analiz etmekte ve yapıcı çözüm önerileri geliştirmektedir. Yazı, yalnızca eleştiri getirmekle yetinmeyip, Anayasa Mahkemesi kararını bir "yeniden yapılanma fırsatı" olarak ele alması bakımından da literatürdeki diğer değerlendirmelerden ayrılmaktadır.

Aydın, belge zorunluluğunun kaldırılmasının ardından oluşan mevzuat boşluğunun tesislerin hukuki durumu ve idarenin denetim kapasitesi üzerinde nasıl bir etki yarattığını açıklıkla ortaya koymaktadır. Denetim dışı kalan işletmelerin kamu sağlığı, güvenlik, çevresel sürdürülebilirlik gibi açılardan potansiyel risk taşıdığına dikkat çekilmektedir.

Yazar makalesinde, Anayasa Mahkemesi kararının yanlış yorumlanarak, mevcut imar planlarına aykırı inşa edilmiş bungalovların “yasallaştığı” yönündeki algının tehlikesine işaret etmektedir. Bu yanlış algı, özellikle doğal alanlardaki yapılaşma baskısını artırabilir. Bu soruna karşı iki yönlü bir strateji önermektedir:

  1. Mevzuata uygun hale getirilebilecek yapılar için imar planı revizyonu ve ruhsatlandırma,
  2. Sakıncalı konumdaki yapıların kademeli ve kontrollü biçimde tasfiyesi.

Yazımızda, Türkiye’de belediyelerin kapasite farklarına da dikkat çekmekte ve bu farkların uygulamada bölgesel adaletsizlik hissi doğurduğunu belirtmektedir. Aynı türden bir bungalov bir belediyede faaliyet gösterirken diğerinde yıkılabiliyor olması, hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratmaktadır.

Buna karşı çözüm olarak önerilen “Turizm Yapıları İzleme Komisyonları”, il düzeyinde koordinasyon ve standardizasyon sağlamayı hedeflemektedir. Komisyonlarda valilik, çevre müdürlüğü, turizm müdürlüğü ve yerel kolluk gibi aktörlerin bir araya getirilmesi, yatay iş birliğini güçlendiren önemli bir yönetişim önerisidir.

Ayrıca Türkiye Belediyeler Birliği gibi üst birliklerin, yerel yönetimlerin eğitim ve rehberlik ihtiyacını karşılayarak bu süreci desteklemesi önerilmektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin kararı, doğrudan 7334 sayılı Kanun’un ilgili hükmünü iptal etmiş olsa da esas itibarıyla alternatif konaklama biçimlerinin yönetimi, çevresel sürdürülebilirlik, idari denetim ve yerel yönetişim gibi geniş bir politika alanında yeniden düşünmeyi zorunlu kılmıştır.

Mahalli İdareler Kontrolörü Bedrettin Aydın bu makalede, yalnızca mevcut sorunları sergilemekle kalmamakta; aynı zamanda çözüm üretici, sahaya duyarlı ve uygulanabilir politika önerileri sunarak sürece aktif katkı sunmaktadır. Bu yönüyle, hukukçular, kamu yöneticileri, yerel yönetim aktörleri ve çevre planlamacıları için önemli bir referans kaynağı niteliğindedir.

Makale, Türkiye’de doğa turizmi alanında karşılaşılan en karmaşık hukuki-politik sorunlardan birini çözüm odaklı biçimde ele alması bakımından hem akademik literatüre hem de pratik uygulamalara değerli bir katkı sunmaktadır.

Bu değerli makaleyi keşfetmek için Yerel Yönetim & Denetim Dergimizin Nisan-2025 sayısını kaçırmayın..!

Dergimize mobil uygulamamız veya internet sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz.

Dergimizin Nisan 2025 sayısına ulaşmak için tıklayınız...

Daha fazlası için: Yerel Yönetim ve Denetim dergimizin Mart-2025 sayısını okuyabilirsiniz. Dergimize mobil uygulamamız veya internet sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz.

Dergilerimize ulaşmak için tıklayınız...

Saygılarımızla,

KONTDER

 

Mobil Uygulamamızı İndirmek İçin Tıklayınız. Play Store / App Store

 

X (Twitter)@kontder   İnstagram kontderr