Belediyelerin Hayvanları Koruma ve Sahipsiz Hayvan Popülasyonunu Kontrol Görevleri
- 23.10.2025
Bu çalışma, yerel yönetimlerin 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesindeki kapsamlı görev ve sorumluluklarını incelemekte; özellikle sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrolü ve hayvan refahının sağlanması konusunda belediyelerin üstlendiği merkezi rolü analiz etmektedir. Makale, Türkiye’de hayvan hakları alanındaki hukuki evrimi, özellikle 2021 ve 2024 yıllarındaki önemli kanun değişikliklerini ve bu değişikliklerin yerel yönetimler üzerindeki idari ve hatta cezai yükümlülüklerini detaylandırmaktadır.
Çalışmada, 5199 sayılı Kanun’un 4. maddesinde geçen "bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir" temel ilkesinin, belediyelerin eylemlerinin hukuki zeminini oluşturduğu vurgulanmaktadır. Makale, sahipsiz hayvan yönetimindeki temel politikanın, Kanunun 6. maddesi ile somutlaşan “yakala, kısırlaştır, aşıla, yerine bırak” prensibi olduğunu belirtmektedir.
Son dönemdeki mevzuat değişikliklerine dikkat çekilen makalede, 2021 yılında yapılan değişiklikle hayvanlara karşı işlenen şiddet fiillerinin TCK kapsamına alınarak hapis cezasıyla cezalandırılabilmesinin yolu açılmış; 2024 yılında kabul edilen 7527 sayılı Kanun ile de büyükşehir, il ve nüfusu 25.000’i aşan tüm belediyelere "en geç 31/12/2028 tarihine kadar hayvan bakımevleri kurma zorunluluğu" getirildiği ifade edilmiştir. Bu zorunluluk, belediyelerin "yıllık bütçe gelirlerinin binde 5’i (büyükşehir belediyelerinde binde 3’ü) oranında bir payı" sahipsiz hayvan hizmetlerine ayırma yükümlülüğü ile desteklenmektedir. En önemli yaptırım ise, Kanun’a eklenen Geçici Madde 4 ile, kaynağı ayırmayan veya amacı dışında kullanan belediye yetkilileri hakkında "altı aydan iki yıla kadar hapis cezası öngörülmesi"dir ki, bu durum "Türkiye’de ilk defa yerel yönetimlerin hayvan refahı konusundaki yükümlülüklerine ceza hukuku boyutuyla yaklaşılması anlamına gelmektedir."
Belediyelerin görevleri arasında kısırlaştırma ve rehabilitasyonun "sahipsiz hayvan popülasyonunun uzun vadede kontrol altına alınmasının en etkin ve insani yolu" olduğu belirtilmekte ve İçişleri Bakanlığı genelgesine atıfla bu hizmetler için ayrılacak payın asgari zorunluluğun üzerinde tutulmasının tavsiye edildiği aktarılmaktadır. Ayrıca, Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin de kalıcı çözümün "ülke genelinde bir kısırlaştırma seferberliği başlatmaktan" geçtiği yönündeki görüşüne yer verilmiştir.
Makale, çevresel sorumluluk bağlamında da belediyelerin "ekolojik dengeyi korumak, çevre kirliliğini önlemek... gibi klasik görevlerinin yanı sıra şehir ekosisteminin bir parçası olan hayvanların korunmasını da sağlamak durumunda" olduğunu vurgulamaktadır. Bu yönüyle sahipsiz hayvanların kısırlaştırılıp aşılanarak kayıt altına alınması, hem hayvan refahını hem de halk sağlığını koruyan bütüncül bir yaklaşımdır.
Sonuç bölümünde, yasal düzenlemelerin tek başına yeterli olmadığı, başarı için "yerel yönetimlerin konuya verdiği öneme, sivil toplumla kurdukları iş birliğine ve toplumsal bilincin düzeyine bağlı olduğu" tespiti yapılmaktadır. Böylece, hayvanların "can" olarak tanınması ve yaşam haklarının hukuki güvencesi altına alınmasının, yerel yönetimler için bir kültürel dönüşüm gerektirdiği ve sokak canlılarının artık "belediyelerin himayesindeki 'şehrin sakinleri' olarak kabul görmeye başladığı" sonucu ortaya konmaktadır.
KONTDER
Dergimizin Temmuz 2025 sayısına ulaşmak için tıklayınız...
Daha fazlası için: Yerel Yönetim ve Denetim dergimizin Temmuz-2025 sayısını okuyabilirsiniz.
Dergimize mobil uygulamamız veya internet sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz.
Dergilerimize ulaşmak için tıklayınız...
Saygılarımızla,
KONTDER
Mobil Uygulamamızı İndirmek İçin Tıklayınız. Play Store / AppStore
X (Twitter): @kontder İnstagram : kontderr







